Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Pazartesi, Şubat 13, 2012

Üşengeç ülkemin üşengeç insaları... ( Devamı gelecek)


Öncelikle aşağıdaki videoyu izlemenizi istiyorum.

Sadece bir kaç dakikanızı alcak biraz olsun üşenmeyin ve izleyin.






Eğer videoyu izlediyseniz ki izlediğinizi varsayıyorum, videodaki arkadaşın anlatmak istediğini az çok anlamışsınızdır.

Uzun zamandır bu konular için bir şeyler yazmayı planlıyordum halada planlıyorum ama neresinden başlasam pek bilemedim. Yinede bir yerden başlamak lazım şöyle kısa bir giriş yapalım.

Doğduğumuz andan itibaren anne babamız başta olmak üzere kişilerin veya bir şeylerin kontrolü altında büyüyoruz. Hep kurallara uyma zorunluluğu hakim. Ağladığında susmana yardımcı olacak oyuncaklar, şekerler ve karşımızdaki insanların komik suratları. En önemlisi ağzımıza tıkılan emzikler.

Yani ağlamıcak susacaksın. Çünkü bizden bunu istiyorlar, ve bizde ağlamıyoruz.

Evet küçükken ağlamamıza engel olan emzikler bugünlerde basın,devlet,örgütler,tarikatlar,din vb. oluşumlarla sürdürülmekte. Ve zamanında kendilerini öyle bir şekilde göstermişler ki ' En büyük biziz' ' Dediklerimizi yapmazsanız siz bir hiçsiniz siz bir ölüsünüz' gibi yargıları nesilden nesle insanların kafasında kalacak şekilde, şuan ki kanun ve kurallara uymamız gerektiği yargısı gibi işlenmiş.

                                          

Şuan konuşmak için çırpınan insanları dinlemeyen diğer insanlar kulaklarını tıkarken malak gibi gelip malak gibi gittiklerinden bihaber, saf ve temiz yüreklerini kendi amaçlarıyla dolduran oluşumların malesef farkında bile değiller.

İnancınız zerre umrumda değil . Ota boka da tapsanız sallamam. Sikime bile takmam kısaca.

Ama birileri tarafından yönetildiğinizi artık anlayın !

Çevrenizi anlamaya meyilli olun. Tesadüflere inanmayı bırakın.
Tesadüf diye bir şey yok arkadaşım YOK !
Bu dünyada her taşın her karıncanın her noktanın önemi var, görevi var.


Yine diyorum inancınızı zerre tiye almadan konuşuyorum.

Şuan her neye inanıyorsanız inanın sizin inancınız üzerinden prim yapan insanlarla dolu dünya. Biraz gözlerinizi açmanız yeterli.

Öncelikle olaylara şöyle bakmanız gerekiyor: X olayı oldu. Bu olaydan kimin ne çıkarı olabilir ? Y şahsı bu olayın neresinde ? Neden böyle yapıyor ? Nasıl yapıyor ?

Bu sorular sizi doğru yola sevketmedi mi, yada işin içinden çıkamayıp başa mı döndünüz o zaman şunu aklına getiriceksin:

SEN VE O EŞİTSİNİZ !

Yani o senin önderliğini yapıyorsa ve o bir insansa onun yaptıklarını sende gayet yapabilirsin.

Anlatmaya çalıştığım senin birilerine ihtiyacın yok !

 O birilerinin sana ve bize ihtiyacı var. O kişilerin bir topluluğa ihtiyacı var ki önderlik, liderlik başkanlık yöneticilik yapabilsin.


                            


Ön sözden sonra yazının devamında kendi inancım üzerinden gidicem illuminati felan olucak anlatabildiğimce, bildiğimce... okumak veya okumamak size kalmış...


Bir kere ben sizle eşitim bunu baştan söylemek istiyorum. Ve asla beni bir kılavuz veya bir öğretmen gibi görmeyin. Ben sadece kendi düşüncelerimi paylaşıyorum. Haa ' Banane be dingil niye paylaşıyorsun o zaman ? ' dersen de bana göre doğru ve anlamlı olanı yapıyorum. Neyse konumuza geçelim.

Ben elhamdülillah Müslümanım. Ve elimden geldiğince Allah'ın yolundan gitmeye çalışıyorum. Allah'ın yolundan gitmek demek; İyi dürüst doğru bir insan olmak demek. Kuran'ı kerim de her şey detaylı olarak yazıyor isteyen açıp okuyabilir.

Gelelim İlluminatiye. Şeytana tapan bir tarikat. Amaçları dünya nüfusunu belirli bir seviyeye indirip herkesin şeytana tapmasını ve dünya zevkleri uğruna ahiret hayatını düşünmeden geride kalanları kendi amaçlarına yani şeytana hizmet etmesini sağlamak. Tüm dinleri yok edip kendilerinin oluşturacağı TEKBİR DİN TEK BİR IRK adı altında bir dünya oluşturmak. Hani şu barış sevgi  kardeşlik laflarının sıkça kullanıldığı alanlar... Bu oluşum Allah'ın varlığını kabul ediyor. Ancak şeytana tapmaya devam ediyorlar. Neden böyle derseniz bana göre şeytanın vesveselerinden biride Allah ve şeytanın eşit olduğu. Yani bu adamlar belkide şeytanın daha büyük olduğuna inanıp ona göre davranıyorlar. Ve yine bildiğim kadarıyla Kuran'ı Kerim gibi Kabala adında bir kitaba sahipler. Bu kitapta dünya ile ilgili her şey yazıyor ve şuan ki fizik kurallarından tutun aradığınız her soruya yanıt bulabileceğiniz bir kitap.

Ben buna inanmıyorum açıkcası. Bana göre böyle bir kitap olsa bile olsa olsa Kuran'ı Kerim in anlamını şifreleri çözen bi adamın yine Kuran'ı Kerimi taklit etmesiyle oluşturduğu bir şeydir...Ama bu sadece bir fikir. Dediğim gibi bunlar benim düşüncelerim.

Küçüklüğümden beri şuan gördüğümüz adamların sadece görebildiğimiz şeyleri yaptığını, aslında tepede her zaman başka oluşumların olduğunu ve tüm dünyanın bu adamların kararlarına göre yönetildiğini düşünürüm. İşte o adamlarda sanırım bu İlluminati tarikatı oluyor.

Bakın burada olay İlluminati, masonlar veya oncular buncular değil. Bizi bir şeyleri kişilerin yada oluşumların yönettiği. Hemde kendi çıkarları uğruna yada hizmet ettikleri her neyse onun için.

Ve bu hizmet ettikleri şey de görünüyor ki iyi bir şey değil. Hatta öyle bir şey ki sadece 1 düşüncenin doğru olduğuna ikna etmeye çalışan bir şey. Kendi düşüncelerinin eylemlerinin yada adı her ne boksa...

Bu uğurda herşeyi yapabilecek bir oluşumdan bahsediyoruz. İnsanları öldürme, dinleri yok etme, ülkeleri bölme istedikleri gibi yönetme aklınıza ne gelirse artık.


                              



Kötü olan şey ise bu adamlarda bok gibi para var ve istedikleri yerde istedikleri şeyleri yaptırabiliyorlar.
Özellikle Amerika da bulunan sanatçıları çoktan kendi inançları uğruna çalıştırdıklarını görüyoruz. İşte bizim gördüğümüz bu olaylar bu kişiler bu kurumlar sadece piyondan ibaret asıl güç arkada bir yerde gözükmüyor. Ama aynı zamanda bu piyonlar işin kilit noktası.

Mesela eğitim sistemini ele alalım. Ben bu eğitim sisteminin güzel amaçlar için oluşturulduğunu düşünmüyorum hatta saçma sapan bir sistemde saçma sapan şeyleri yaş olarak beden olarak daha verimli olduğumuz yaşları kullandığını görüyorum. Bu konuda çoğu insanla aynı fikir deyimdir herhalde.


                           

İşte dedim ya adamlar öyle bir tezgah kurmuş ki doğduğumuzda ağzımıza verilen emzik gibi, bu sistemle çocuk yaşta uyutulmaya başlıyoruz. Düşünmeden araştırmadan verilen bilgileri olduğu gibi alıyoruz. Sorgulama yeteneğimizi kısırlaştırıyorlar. Bize her söyleneni sorgulamadan uygulamamızı öğretiyorlar. Kısacası köleleştiriyorlar.

Bakın başta ne diyordum ? Sen ve örnek aldığın kimse EŞİTSİNİZ. O yüzden ben ne biliyosam sen ne biliyosan o ne biliyosa bunu bir başkasıda bilebilir. Sadece herşeyi kabul etmeyin araştırın ama her bilgiyi alın. Size söyleneni dinleyin ama hepsine uymayın.


Devamını daha sonra yazıcam.

İlluminati hakkında gerçekten araştırma yapan birinden bilgi almak istiyorsanız aşağıya linkini yazıyorum. Ancak Her dediğine inanmayın tıpkı benim her dediğime inanmamanız gerektiği gibi. Bu bilgiler ışığında araştırmanızı siz yapın. Kendi görüşlerinizi kendi dünyanızı ortaya çıkarın...

Link: http://michaelsikkofield.blogspot.com/ 


Neyse...

Yaram  vardı gocundum...


Pazartesi, Şubat 06, 2012

Dergahlar, başlarındakiler ve insanlar...



Upppss... Nereden başlasam bilemedim şimdi. Çok sinir olduğum şeylerin en başında gelen bi şeyi şeeedicem şimdi... Çok uzunda olabilir çok kısada. Aslında kafamda bazen bi toparlıyorum bi dağıtıyorum o yüzden neyse başlayalım...





Öncelikle vatan millet sever biri olarak Atatürk'e atılan iftiralara, sapkın düşüncelere, pervasız ve bir o kadarda bomboş savrulan yargılara kılım abi. Ama insanları dinlemeyi severim. Ne kadar saçmalasalar da karşımda sonuna kadar dinlerim. Öyle ki her yanlış bilginin içinde bir doğrunun olduğunu düşünüp hep bunu ararım.

Şuan ki sistemde (doğduğum tarihten bugüne, kendi neslim yani) belirli tarikatlar içinde, yönetici sıfatı ile bulunan kişi yada kurumlar kendi menfaatleri için, insanların benliğindeki manevi olguları kullanıp, bazen o olguyu kendileri oluşturup ve yine kullanıp, bazende boş beyinlerin manevi olgulardan uzak kalplerini doldurup yönettiğini görüyorum.

Burada herkese her dergaha, her tarikata, her siyasi partiye kısaca her oluşum için yada o oluşumların doğru amaçlarını benimseyip o yönde hareket edenlere sözüm yok.



                         

Bazı dergahlar var demek istediğimi dergaha bağlı insanlar anlarlar ....cılar yada .....cılar  yada ....ciler gibi oluşumlar, din üzerinden prim yapmaya çalışan bazı İNSANlar tarafından yönetiliyorlar. Evet onlar sadece bir İNSAN ! Ama yönettikleri topluluklar öyle bir hal almış ki başlarındaki yöneticiyi neredeyse bir Mehdi-Peygamber görme zavallılığına kadar düşmüşler. Öyle ki çoğu vaazlarda kutsal kitap yerine yönetici erbapların yazdığı kitaplardan alıntılar yaparak varlıklarını sürdürüyorlar.

Şahsen ben bir dergahın başında olsam, beni kendilerinden üstün gördükleri gün o işi bırakırım.

Arkadaşım sen, ben, o kişiler önemsiz burada hepimiz eşitiz. Son peygamber Hz.Muhammed (sav) den sonra kimse gelmedi gelmeyecek de . Sizlerin yaptığı dininizi kullanıp adını tarihe kazıma amacında olan insanları amaçlarına ulaştırmaktan başka bir şey değil. Kutsal kitabın yok mu senin ? VAR ! Hemde yüzyıllardır var. O kitabı neden okumazsın ? Neden kendin doğruları bulmak yerine başkasına sığınırsın ?

Dergahların başında bulunan insanların insan olduğunu unutmayın. Onlarda günahkar. Diyorum ya İNSANLAR ! Onların da içlerinde kötülük olabileceğini unutuyorsunuz. Size 100 bilgiden 99 doğru 1 yanlış verebileceğini bilmiyorsunuz. Ve o 1 yanlışın aslında düşüncenizin, inancınızın, fikrinizin temelini değiştirebilecek bir yanlış olduğundan bihabersiniz. Ben böyle yapıyorlar demiyorum. Ama inancınız üzerinden bir şekilde kendilerine çok büyük ölçüde pay çıkarttıklarını biliyorum.

Aynen İncil' in Tevrat'ın değiştirilip bozulması gibi Kurân-ı Kerim'i ikinci plana atıp kendi yorumu ve fikirlerini ortaya koyup, bu yorum ve fikirlerin nesilden nesile, insandan insana bozulacağını hiç mi düşünmüyorsunuz ?

Temel kaynak Kurân-ı Kerim ise eğer Allah'ın ayetleriyse şayet, neden başka bir yoruma ihtiyaç duyuyorsunuz ? Sana bilgilerini aşılayan insanla sen eşitsiniz. Onun da kaynağı seninde kaynağın aynıysa neden bu peygamberleştirme söz konusu oluyor ?

Peygamber efendimizden bahsedilirken dökülmesi gereken gözyaşları neden bu adamlar içinde dökülüyor ?

Ben anlamıyorum abi !

Tamam inancınız doğrultusunda birlik ve beraberlik olması gerekebilir. Zaten dinin amaçlarından biride budur. Daha fazla insana yayılıp nesilden nesile aktarılmak. Ancak bunun temelini kutsal kitap taşır. Taşımalıdır, taşımak zorundadır.

Oncular buncular diye ayrılmak, hatta aslında temelde aynı amaca hizmet eden oncular ve buncuların zıt kutuplara çekilip zıtlaştırmak , asıl amaçtan uzaklaşmak değil midir ?

Burada yapılan mezhep farklılıkları değil. Zaten olamazda.
Benim bahsettiğim bu dergahların başında olan insanların egolarını tatmin etme arayışlarıdır !

Ve anlattığı aşıladığı fikirlerde zamanla olan bozulmalar...

Şimdilik bu kadar belki devam ederim...

Neyse...

Yaram  vardı gocundum...

Pazar, Ocak 22, 2012

Diziler | Adını feriha koyduğumun çocuğu değil tabiki...


Bak yavrum bu çocuk niye bu kadar atar yapıyo deme sakın baştan söylüyorum küfür de edicem bu amına kodumun dizilerine...


Türkiyede 40 50 tane bilemedin 60 tane dizi vardır. Vardır amk yok deme sende biliyosun. Ve bu ülkeye televizyonun giriş tarihinden beri çekilen dizilerden anasının merdanesi kadar çöplük oluşur. Zaten televizyonla uyutulan bi ülkeyiz bu bi oda bi salonda çekilen dizilerle de iyice sikiliyoruz. Basın ı hiç katmıyorum amk. Katmıyorum çünkü burda Türkiye'deki dizi ve dizi yapımcılarına sövücem...

Son zamanlarda Kraliyet Ailesi dışında televizyonda hiç birşey izlemiyorum. O kadar rahatlamış durumdayım ki bi ara deneyin televizyon izlerken kendinizi mal gibi hissedeceksiniz. Gerçekten hayat dışarıda. Siktirin gidin kumda oynayın amk televizyondan iyidir...




Dizilere gelelim. Şöyle aklımda kalanlardan; Adını feriha koydumun çocuğu, Yarrrrpppraaak dökümü, kabak telleri, öyle bir iter babamki, vsvsvsvsvsvsv...

Tamam bazılarında emek var kabul ediyorum. Ama bu götümüzde beyaz kıl çıkmasıyla eşdeğer bi durum.O kadar nadir yani...

Abi stüdyoyu kurarken prefabrik duvarlardan yararlanıyolar. Hatta kartondan set için stüdyo yapanları bile gördüm. Adamlar ya kitaptan esinlenip içine sıçıyolar, yada götlerinden element uydurup akılları sıra bişey tasarlıyolar içine 3 kaşık aşk bi kaşık sevgi bi kaşık mutluluk 7 kaşık hüzün bir sürahi cinsellik bi kasede silahlı saldırı koyunca hoppalaaaaa REYTİNG REKORLARI KIRIYOR ABİLERİMİZ !



Hadi sen bu boku sundun bende yedim tamam. Be beynini düdüklediğimin çocuğu o verdiğiniz reklamların süresi niye götün kadar uzun ve büyük ? Sen git kıytırık bi stüdyo kurup dışı şahane içi boş oyunculardan dizi çekip toplamda 1 saat dizi yayınla 7 8 tane 10 ar dakikadan reklam koyup milyonları kazan ben geliyim malak gibi senin yaptığın fetişii izliyim ! Yok yaaa !

Sen hiç 5 yaşında götün çıplak sünnetçi amcadan kaçarken dikenlerin üzerine düşütün mü ? YOK !

O zaman ben senin sıçtığın boku neden yiyim ? Tamam burda sakinleşiyorum...

Gelelim yabancı dizilere; Mesela Spartacus,Prison break, Fringe, The walking dead, ve daha nicesi...

Adamlar bok gibi para harcıyo hakkını veriyo izlettiriyo hakkını alıyo...

Valla ben spartacus gibi olup bizim yağlı güreşçilerimizin olduğu bi dizi göremedim henüz..
Yada Prison Break gibi Maltepe Ceza evinden kaçan bıyıklı abilerimizin kundura ayakkabılarına saklamış oldukları kaçış planına felanda rastlamadım. diyebilirsiniz şimdi...

Demeyin amk... Hayal gücü lan azıcık sana verilen beyini kullan... Aptal saptal şeylere çıkılan desteği adam akıllı dizilere adam akıllı senaryolara verseydiniz avrupai yapımları izlemek zorunda kalmazdık. Kimin uşağısın lan sen ?

Neyse...

Yaram  vardı gocundum...

#Elinogluyapiyo #Bizdenedenyok

Çarşamba, Aralık 28, 2011

Başladım bikere...

Evet yavrum burayada el attım sonunda. Eskiden ilgimi çekmezdi blog yayınları gerçi bir kaçkez kişisel website açmışlığım var ama çok ilgilenemedim. Umarım burasıda Feysbük tivitırrr zımbırtıları kadar aktif olduğum bir yer olur.


Aaa başlamışken şunu belirtmeden geçmek istemiyorum;


Blogda gereğinden fazla küfür ettiğim zamanlar olabilir.  Bu yüzden gereksiz atar yapmayın.





Küfür bu amk herkes biliyor. Beyin orgazmı kısaca.

Küfürede değinirim bi ara hadi kalınsağlıcakla...